23 Mayıs 2010 Pazar

Fütursuz...

Fütursuzca hareket ettiğim günlerden biri yine
aldırmıyorum ardımdan akıp giden güne.
çarmıha gerdiğim düşün çivilerini çıkardım
yaralarını ovdum.
eskisi gibi olmasa da kurtardım ölümden son hamleyle.

yolda gördüğüm her rahatsız insanın ardından
Allahım sen şifa ver diyorum.
Biliyorum ki bazıları için yapılacak bir şey yok
yine de onlar için bir şey dilemek rahatlatıyor içimi.

evet ben sorunlu bi insanım.
ama en azından insanların sorunlarını
sorun etmeyecek kadar hoşgörü var içimde

askıya aldığım sevdalar bozulmasın diye
özenle saklıyorum onları
arada bir kurtlansa da orta yerinden aşklar
şükür ki katıksız sağlam kalanlarımda oluyor
organik sevmek istiyorum
varsın ihanet yardan gelsin ilgilenmiyorum.

diyorum ya fütursuz günlerden biri diye
sorgulamaya hacet yok
yorgunum biraz
bir sevdayı çıkardım sandıktan şu sıra
onla meşgul oluyorum...

Ebru...

Suya yatırılmış sevdalardan ebru bekleyenler bilmezler ki kitrededir marifet...

evet ebru yapmaya başladım değişik bir atılım oldu hayatım için
ama farkettim ki suya sabuna karışmakla bitmiyor iş
boyayı yüzeyde tutmak için suya kitre gerekli.
yoğunlaştırıyor suyu anlam katıyor içine
tıpkı insanların üzerine iliştirdiğimiz anlamlar gibi.
kitre çok olursa katılaşıyor su bırakmıyor boyayı.
nasıl bir ilişkiye çok katarsan sevgiyi ve
karşıdaki aynı yoğunlukta olmazsa o sevgiden hayır beklenmemesi gerektiği gibi.
ya az olursa kitre?
ebrunun sanatı kaçıyor o zamanda, boyalar alaca oluyor oturmuyor ...
her şey kararında derler ya
ortaya çıkardığın ebru ya bakarak anlıyorsun ne eksik ne fazla...
fırça darbeleri ya sert olmalı ya yumuşak
ilişkide ya keskin olmalı bir taraf yada ılımlı takılmaca...