7 Haziran 2010 Pazartesi

eski aşklara...

Yaşamımın kıyısından bağırsam
ağlar mıydı eski sevdalarım?
gözü yaşlı dünler bıraktım...

Emzirdiğim düşler büyüdü
bilemedim
yuvadan ayrılıp gidermiş onlarda
oysa ben evine bağlı bi evlat heveslisiydim.

yarından medet umanlara şaşıyorum doğrusu
bugününe ne kattın diye sorarlar adama
sessizsen sorulanlara
kuyudan bağırsam ne fayda?

duvarları süslemiştim ben aşklarımla
anladım ki bakmak yetmezmiş
kullanmak lazım arada
şimdi birçok bant izim var
geçmişten yara...

Kadının Adı Yok!

Sıradan bir gündü bu da
hatta o kadar sıradandı ki
evden bile çıkmamıştı biri...
karar verdi, arkadaşlarıyla buluştu.
üçüncü kişiler anıldı, taklit gülümsemeler doğdu gece kucağında...
3 kız dönerken evlerine, her şey çok güzeldi aslında.
sonra biri onu çok seven delikanlıyı gördü bir kızla el ele...
çok rahatladım unutmuş beni dedi.
sonra sordu;
-kız benden güzel miydi?
cevap veremedi diğerleri...
bir sokaktan diğerine geçerken
kültürlü bir kadın dayak yiyordu kocasından.
herkes onları iyi bilirdi...
kimse duymadı.
evlere dağılındı...
biri gidip uyudu hemen
diğerinin gözüne uyku girmedi
erkek aklındaydı
onun sevgisi biterse başka kimin bitmezdi?
ağladı bir müddet bencillliğine...
dayak yiyen kadında ağlıyordu çaresizliğine...
üçüncüsü bir erkeğin fotoğrafına aşık oldu o gece.
sıradan bir gündü tüm bireylere göre...

23 Mayıs 2010 Pazar

Fütursuz...

Fütursuzca hareket ettiğim günlerden biri yine
aldırmıyorum ardımdan akıp giden güne.
çarmıha gerdiğim düşün çivilerini çıkardım
yaralarını ovdum.
eskisi gibi olmasa da kurtardım ölümden son hamleyle.

yolda gördüğüm her rahatsız insanın ardından
Allahım sen şifa ver diyorum.
Biliyorum ki bazıları için yapılacak bir şey yok
yine de onlar için bir şey dilemek rahatlatıyor içimi.

evet ben sorunlu bi insanım.
ama en azından insanların sorunlarını
sorun etmeyecek kadar hoşgörü var içimde

askıya aldığım sevdalar bozulmasın diye
özenle saklıyorum onları
arada bir kurtlansa da orta yerinden aşklar
şükür ki katıksız sağlam kalanlarımda oluyor
organik sevmek istiyorum
varsın ihanet yardan gelsin ilgilenmiyorum.

diyorum ya fütursuz günlerden biri diye
sorgulamaya hacet yok
yorgunum biraz
bir sevdayı çıkardım sandıktan şu sıra
onla meşgul oluyorum...

Ebru...

Suya yatırılmış sevdalardan ebru bekleyenler bilmezler ki kitrededir marifet...

evet ebru yapmaya başladım değişik bir atılım oldu hayatım için
ama farkettim ki suya sabuna karışmakla bitmiyor iş
boyayı yüzeyde tutmak için suya kitre gerekli.
yoğunlaştırıyor suyu anlam katıyor içine
tıpkı insanların üzerine iliştirdiğimiz anlamlar gibi.
kitre çok olursa katılaşıyor su bırakmıyor boyayı.
nasıl bir ilişkiye çok katarsan sevgiyi ve
karşıdaki aynı yoğunlukta olmazsa o sevgiden hayır beklenmemesi gerektiği gibi.
ya az olursa kitre?
ebrunun sanatı kaçıyor o zamanda, boyalar alaca oluyor oturmuyor ...
her şey kararında derler ya
ortaya çıkardığın ebru ya bakarak anlıyorsun ne eksik ne fazla...
fırça darbeleri ya sert olmalı ya yumuşak
ilişkide ya keskin olmalı bir taraf yada ılımlı takılmaca...

2 Aralık 2009 Çarşamba

Artık melek değilim...

hiçlikten gelip hiçe gitmek bu olsa gerek tövbelere sakladık kendimizi maşallahlarımız vardı elimizde onlara bile uyduramadık vaatlerimizi apaçık ortada kaldık...

kalabalıktan tüm bunlar kendi içimizde kayboluş bulup bulup kaybedişimizden . sevmeyi bilmeden öğrenmeden çocuk oyunu sanıp atılışımızdan gelen sevgiden korkmadan tam olup eksik kalmalardan ...

şükürlerimiz lafta hep doymak bilmez insanoğlu azla yetinirken tam çoğu görüp el açmaktan kayıplar ... Daha Fazlası...

karamsar gördüm bize her zamankinden biraz daha fazla mutluyuz aslında tek eksik aşk olsa da... bırak kendini avunmaya unutturur belki bir an olsun
boşver dinleyelim boşver olsun
unutma! artık melek değiliz!

12 Kasım 2009 Perşembe

gitme desemde gideceksin biliyorum

yokluktu hatırladığımız
varlığa alışamadık bir türlü
gidişler yıktı bizi alışmaya çalışmaktan korktuk aslında...
sıkkınız bitkiniz yorgunuz hayat yordu beden yordu insanlar yordu
peki onların suçu ne ? onlar niye kader yorgunu...?
cevabını alamadığımız daha da kötüsü destek veremediğimiz durumlar var...
halimize şükretmemize sebep

ne demiş şair "ölmek sorun değil de gideceğim o yer sıkıyor canımı..."
peki bilinmeze gittiğini bilenler?
gözlerini kapattığında bir daha açamazsam korkusuyla uyuyanlar?

gitmek sorun değil de göndermek ağır basıyor şu sıralar yüreğime...
adım adım yaklaştığını bilmek
tutamamak
ama acısına dayanamamak
bir yanım bırak kurtulsun derken diğer yanda gözlerimin yalvarışı
kal diyememek...

23 Ekim 2009 Cuma

Nefes Bile Almadan...

Tut nefesini içinde…
Bıraksan kaçacak biliyorsun
Tut ki dolsun içine
İşlesin iliklerine…
Kaşla göz arasında hayatına giren insanlar
Derin izler bırakır dediler dinlemedin
Şimdi alış soluksuz kalmaya
Çünkü bunu sen istedin …

Sevmek dediğin şey
Saniyelik iş…
Soluksuz kalmak bir ömür boyu
Değer dersen şayet
Bırak son nefesinde olsun
Olsun ki anlamlı olsun gidişin bile…

Dumanlı kafan
İçinde o
Sarhoşluğunda o
Düşüncende uyurken bile …
İçinde tutmaya kıyamadığın
Dışarıya üfleyemediğin
Dayanamadığın…

Nefes bile almadan…
Kalp atışların olmadan…
Onla olmadan…
Onsuz olmadan…

Dinlediğin şarkının nakaratına aşık sen
Aşk olamadan…